gebelik doğum hamilelik yumurtlama günü

Mart 13, 2011

Adet Öncesi Gerginlik Sendromu

Premenstruel sendrom veya PMS adetten 2 hafta önceden baslayan fiziksel ve ruhsal semptomların hepsine birden verilen genel addır. Bu semptomlar genellikle adetin http://www.hamilemiyim.net/ baslaması ile birlikte geçmeye baslar ve adetin bitmesiyle son bulur. Yaklasık kadıinlarin hepsi premenstruel semptomlardan birkaçını birden yasamaktadır. Her kadında semptomlar farklı farklıdır. Fakat en sık görülenler sunlardır:

  • Duygusal dalgalanmalar
  • Kendini depresif hissetme, huzursuzluk veya sinirlilik
  • Mutsuzluk, endiseli olma durumu
  • Yorgunluk veya uyku kalitesinde bozulma
  • Basagrıları
  • İstah degisiklikleri ve as erme
  • Sakarlık
  • Su tutulumu ve siskinlik hissi
  • Saç ve ciltte degisiklikler
  • Agrılı ve hassas memeler

Kadınların çogunda semptomların hepsi birden bulunmaz, sadece bazıları mevcuttur. Bazen bu semptomlar her ay aynıdır bazı aylarda degisebilir. PMS kadınların 5-10% ‘unun günlük yasamlarını kötü yönde etkilemektedir. PMS genellikle menopozdan sonra geçer.

PMS’nin nedenleri nelerdir?
PMS’nin nedeni tam olarak bilinmiyor. Ancak bir veya birkaç faktöre baglı olabilir:
Hormon düzeylerindeki degisimler:
Östrojen ve progesterone düzeyleri bir menstrual siklus ( adetinizin ilk gününden bir sonraki adet baslangicina kadar geçen süre) boyunca dogal olarak degismektedir. PMS semptomlari bu hormonlarin dönemsel dalgalanmalariyla iliskili olabilir. Dogum kontrol hapi kullanan kadinlar PMS’den daha az etkilenmektedir.

Kilo ve egzersiz
Arastirmalar, obez- vücut kitleindeksi (BMI) >30 – ve egzersiz yapmayan kadinlarda daha sik PMS’e rastlandigini göstermektedir. Tuz orani fazla yiyeceklerin (cips, konserve gida ve fast food) , alkolun, kafeinli içeceklerin ruh durumu ve enerji düzeylerinde degisiklikler yaptigi gösterilmistir.

Stress
Bazi kadinlar stresli olduklari zaman PMS’nin daha çok kötülestigini tespit etmislerdir.

PMS olup olmadigimi nasil anlarim?
PMS için özel bir test yoktur. Eger her ay bu semptomlari yasiyor iseniz ve bunlarla bas etmek size zor geliyor ise mutlaka bir kadin dogum uzmanina basvurun. Doktorunuz veya hemsire size bir günlük tutmanizi isteyecek ve bu semptomlari izlemek için bir çizelge verecektir. Daha sonra doktorunuz bu çizelgeye bakip PMS’ye uyup uymadiginizi gözden geçirecektir.

Tedavi seçeneklerim nelerdir?
Semptomlariniz ile bas etmenin çok çesitli yollari vardir. Doktorunuz size bu seçenekler hakkinda ayrintili bilgi verir. Hangi yöntemi seçerseniz seçin semptomlariniz için en az 2-3 ay çizelge tutmaya devam etmeniz önerilecektir. Bu sayede tedavinin ise yarayip yaramadigini göreceksiniz.

  • Yasam seklini degistirin
  • Daha çok egzersiz yapin
  • Dengeli ve saglikli beslenin – seker, tuz, alkol ve kafeini azaltin, daha çok sebze ve meyve yiyin. Tam kepekli bugday ekmegi,tam tahilli kahvalti gevregi,kahverengi pirinç, kepekli spagetti, findik, ceviz ve çekirdek yiyin. Yagsiz et, tavuk ve balik yemeye çalisin.
  • Stresi azaltmak için yöntemler bulun.
  • Güvendiginiz biriyle konusun.

Psikolojik destek ve tedavi
Ilaç tedavisi ,Antidepresan, Dogum kontrol Hapi, Danazol
GnRH (gonadotrophin-releasing hormon) analoglari: sadece çok siddetli PMS ve diger tedavi seçeneklerinin ise yaramadigi durumlarda kullanilmalidir. Bu ilaçlar geçici menopoza sokarak yumurtlamanizi ve adet olmanizi engeller .

Destekleyici tedavi
BAzi destekleyici tedaviler bir veya iki semptomun düzelmesine yardimci olabilir. Kalsiyum, vitamin-D, magnezyum veya agnus castus( hayit meyvesi) yardimci olabilir. Evening primrose yagi ( çuha çiçegi yagi) memede hassasiyeti azaltabilir.Bazi kadinlar B6 vitamininnden yarar gördügünü söylemektedir.

Cerrahi
Yumurtaliklarinve rahmin alinmasi snucu menopoza girilir ve PMS semptomlari geçer. Bu majör bir ameliyattir. Doktorunuz ancak çok siddetli sikayetleriniz var ve hiçbir tedaviden yarar göremediginiz bir durumda bunu size önerebilir.

Ocak 25, 2011

LOĞUSALIK HURAFELERİ

LOĞUSALIK HURAFELERİ

İnsanlık binlerce yıldır cevabını bulamadığı sorulara kendince çözüm üretmiş, doğru bildiği yanlışlarla günümüze değin yaşamını sürdürmüş, doğru bilinen yanlışlara en çok maruz kalan kesim ise kadınlar olmuştur. Bilinen en eski inanışlarda bile kadın suçlu pozisyonundadır. Oysaki bedeniyle doğanın döngüsüne katkıda bulunan dişigirls.gif varlığın en çok kollanması, korunması gereken dönemi loğusalıktır.
Peki, “Kırklı kadının mezarı 40 gün açık kalır.” sözünün korkunçluğuna ne demeli? Halk arasında kadının başına her şey gelebilir, hatta ölebilir demek için bu kadar açık olmak neden? Yazının girişinde de değinmiştik; soyun devamını sağlayan kadın aynı zamanda  günahın da sembolüdür.

Şimdi gelelim Anadolu’da loğusa, lohsa, emzikli, loğsa, nevse, kırklı gibi adlarla anılan, yeni doğum yapmış ve henüz yataktan kalkmamış kadınlar için çıkarılan ve hâlâ günümüzde büyük bir kesim tarafından inanılan hurafelere.

Bilimsel veriler ışığında hurafeler

Sosyobilimciler hurafelerin çıkış nedeninin yalnız başına sosyolojik etmenli olmadığını söyler. Çünkü hurafelerin, yaşanmışlıkların toplamıyla ilişkisi vardır. Mesela, “Kırklı kadının mezarı 40 gün kapanmaz.” hurafesinin altında yatan tıbbi neden; yakın zamana kadar süregelen bilgi eksikliği ve olanaksızlıklar nedeniyle kadının doğumda kan pıhtılaşmasından, enfeksiyondan, kanamadan dolayı ölüm riski (more…)

ERTESİ GÜN HAPI (ACİL KONTRASEPSİYON)

ERTESİ GÜN HAPI (ACİL KONTRASEPSİYON)
Makalelerim
Ertesi gün hapı kullanımı giderek yaygınlaşmakta ve bu konuda bize gelen sorular da giderek artmaktadır. Bu konuda elimizde kesin veriler olmamakla birlikte ertesi gün haplarının yaygın kullanımı ile istenmeyen gebelik nedeniyle yapılan kürtajların sayısının %50 oranında azalacağı düşünülmektedir.

Etki Mekanizması İki tip ertesi gün hapı bulunmaktadır: Birincisi en eski yöntem olup, 4 tane doğum kontrol hapı (östrojen+progesteron) içermektedir. İkincisi ise sadece bir progesteron olan Levonorgestrel içermektedir. Levonorgestrel esas olarak yumurtlamayı engelleyerek etki gösterir. Ayrıca sperm hareketini ve rahim ağzındaki mukusun yapısını değiştirerek gebelik oluşumunu engeller. Her iki ilacında etkili olabilmesi için döllenme olmaması gerekir, döllenme olduktan sonra alındığında hiçbir etkinliği yoktur. Genel olarak bakıldığında

Levonorgestrel içeren hapların etkinliği ve dolayısı ile başarı oranı daha yüksektir. İlaçların Güvenilirliği Her iki ilacında en önemli yan etkisi bulantı-kusmadır. Levonorgestrel içeren haplar (Norlevo) için önemli bir kısıtlama yoktur. Östrojen ve progesteron içeren kombine haplar (Prevent) klasik migren ve daha önce damarda pıhtılaşma-pıhtı atması öyküsü olanlarda kullanılmamalıdır. Eğer hasta ilaca rağmen gebe kalırsa bu ilaçların bebek üzerinde önemli bir etkisi yoktur. İlaçlar genel olarak şüpheli cinsel ilişkiden sonra ilk 72 saate alınmalıdır. Levonorgestrel içeren haplar 5 güne kadar etki göstermekle birlikte geçen sürenin uzaması ile birlikte etkinliği azalmaktadır. İlk 12 saat içerisinde alındığında etkinlik maksimum olup %98 oranında gebeliği önlerken, 5.günde alındığında bu oran %50�ye düşmektedir.

Levonorgestrel içeren kutulardaki iki hap 12 saat arayla veya birlikte alınabilir. Ertesi gün hapından hemen sonra doğum kontrol hapı, vajinal ring veya patch gibi hormonal doğum kontrol yöntemlerine başlanabilir. Ayrıca doğum kontrol gibi hormonal doğum kontrol yöntemleri ile korunan kadınlarda 2 veya daha fazla hap unutulması durumunda hapa devam edilirken hapın alınmadığı dönem için ertesi gün hapı kullanılabilir. Yan Etkiler Ertesi gün haplarının en önemli yan etkisi bulantı-kusmadır. Levonorgestrel içeren hapları kullanan kadınların %23�ünde ciddi düzeyde bulantı görülmektedir. Kusması olan hastalarda ilaç dozunu tekrarlamaya genellikle gerek olmaz, çünkü kusma oluncaya kadar geçen sürede ilaç emilmiş olmaktadır. İkinci önemli yan etkide adet zamanının değişmesidir. Adetin (28 günlük period) erken döneminde ilaç alan kadınlarda adet kanaması genellikle erken başlamaktadır, periodun ortasında ilaç alınması durumunda kanama erken veya zamanında olmakta ve periyodun geç dönemlerinde ilaç alınması durumunda adet genellikle normal zamanında başlamaktadır. Genel olarak bakıldığında hastaların üçte birinde adet erken başlamaktadır.

SONUÇLAR

1. Acil doğum kontrol hapları veya ertesi gün hapları ilk 12 saat içerisinde kullanıldığında %98 oranında etki gösterirken, 5.günde bu oran %50�ye düşmektedir.

2. Doğum kontrol hapı kullananlarda 2 veya daha fazla hap unutulması durumunda bu ilaçlardan yaralanılabilir.

3. Her iki ilacında en önemli yan etkisi bulantı-kusmadır. Ayrıca adet kanaması dönemi genellikle beklenenden daha erken gerçekleşmektedir.

4. Bu hapların ruti kullanılan bir doğum kontrol yöntemi olarak önerilmesi tartışmalı olmakla birlikte şu anda önerilmemektedir.

Ocak 4, 2011

Bebeğin Aşıları

Bebeğinizin doğumundan itibaren, yapılması gereken aşılarıyla ilgili çeşitli sorular aklınıza takılmaya başlar. Aşılamanın önemi konusunda yeterli bilince sahip olmanız gerektiğiniz söyleyen uzmanlar, aşılar hakkında en çok merak edilen 10 soruyu belirleyerek, sizler için yanıtlarını açıkladı.

Anne ve baba olarak, aşılar hakkında en çok merak ettiğiniz soruları ve yanıtlarını sizler için sıralıyoruz.

1- İçinde virüs ya da bakteri bulunan aşılar bebeğime zarar verir mi?

Aşılar canlı , ölü bakteri veya virus ya da bunların antijenik bir kompanenti şeklinde olabilir. Canlı aşılarda zayıflatılmış olarak bakteri veya virüs mevcuttur ve bebeğinizin bağışıklık sistemi, bu yarı canlı virüs ya da bakteriyi yener. Böylece o hastalığa karşı korunma sağlanmış olur. Bu tür aşılar bebeğinizin vücuduna zarar vermez.

2- Aynı günde iki canlı aşı yaptırılabilir mi?

İki canlı aşı aynı günde yapılabildiği gibi, farklı türde aşılar da aynı günde yapılabilir. Bebeğinizin aynı bölgesine yapmamak kaydıyla bir mahsuru yoktur. Hatta karma aşı denilen bazı aşılar, tek enjeksiyonda uygulanmaktadır. Bu şekilde yan etkide artma (more…)

Eylül 15, 2010

Hamilelikte kan testleri

Hamilelik oluştuktan yani sperm hücresi yumurtayı dölledikten sonra bu gebelik ürünü bhCG adı verilen bir hormon salgılamaya başlar. bhCG düzeyleri döllenmeden yaklaşık 1 hafta sonra kanda normalde olduğu seviyelerin üstüne çıkmaya başlar. Gebe olmayan bir kadında kandaki bhCG seviyesi 0-10 mIU/ml’dir. Seviyenin 10 dan yüksek olması gebelik lehinedir. Kan bhCG seviyesi belirli bir miktarın üstüne çıkınca idrarda da saptanabilir. İşte gebelik testlerinde aslında bu hormonun seviyeleri ölçülür. gebelik dışında bazı hormon salgılayan tümörler de bu hormonun kan seviyelerini yükseltebilir. Gebeliğin takibi esnasında bhCG artışları gebelik ürününün sağlığı hakkında bilgi verir. Yine ektopik gebeliğin tanısında son derece önemlidir. Mol gebeliklerde de gebelik sonlandırıldıktan sonra tam bir iyileşmenin elde edilip edilmediği seri halde yapılan bhCG ölçümleri ile sağlanır. Normal bir gebelikteki bhCG değişimleri tabloda gösterilmiştir.Burada iki ayrı otörün kabul ettiği normal değerler bir arada gösterilmiştir.

Son adet tarihinden itibaren geçen hafta sayısı HCG (mIU/ml)
(INCIID)
HCG in mIU/ml
(Quest)
3 hafta 5 – 50 9 – 130
4 hafta 3 – 426 75 – 2,600
5 hafta 19 – 7,340 850 – 20,800
6 hafta 1,080 – 56,500 4,000 – 100,200
7 – 12 hafta 7,650 – 288,000 11,500 – 289,000
13 – 16 hafta 13,300 – 254,000 18,300 – 137,000
17 – 24 hafta 4,060 – 165,400 1,400 – 53,000
25 – 40 hafta 3,640 – 117,000 940 – 60,000

Temmuz 25, 2010

Hamile Kalamama (İnfertilite)

Filed under: Acaba Hamilemiyim ? — Etiketler:, , , , — pics @ 6:57 pm

Hamile Kalamama (İnfertilite)

Hamilelik oluşturma potansiyeli olan bir çiftin bir adet döngüsünde yeterli sayı ve günde, ilişkiye girmesi durumunda, gebelik oluşma şansı sanıldığının aksine, yanlızca yüzde 20-25’tir. Yani bebek isteyen bir çiftin bunu 4-5 ayda başarması gerekir. Ancak her kadınbu kadar şanslı olmuyor. Bu durumda en muhtemel neden çifttlerde bir girls.gif problem olması değil, çiftin bu %20-25’lik şansı yakalayamama şansızlıklarıdır. Çift deneme süresini ve ilişki sayısını artırdığında muhtemelen gebelik oluşacaktır.

Düzenli ilişkiye rağmen hamilelik oluşturmayı http://www.hamilemiyim.net başaramayanların bir kısmı ise subfertil yani gebelik oluşturabilme kabiliyeti nispeten daha düşük, daha basit bir anlatımla zor gebe kalanları ifade eder. Bu şekildeki çiftler bir adet döngüsünde düzenli olarak ilişkide bulunsa dahi kadının her ay başına gebe kalma olasılığı yüzde 2-3 civarına kadardır. Bu şekilde olan bayanlar tedavi edilmediğinde muhtemelen ancak 4-5 senelik bir deneme süresi içinde gebelik oluşacaktır.

Diğer bir grup ise gebelik şansı %0 olan kategorisindedir. Bu şekilde olan bir çiftte gebeliğe engel olan etkenler tedavi edilmediğinde gebelik oluşma olasılığı yoktur. Bu %0 kategorisi infertil olan çiftlerin küçük bir kısmını oluşturur ve muhtemel nedenlerden bazıları; kadında her iki Fallop tüpünün tıkalı olması, döllenecek yumurta oluşmaması, erkeğin sperm sayısının çok düşük ya da hiç spermi olmaması olabilir. İnfertilite yani kısırlık, on iki siklus (siklus kadında bir adetin ilk gününden, sonraki adetin ilk gününe kadar geçen süre (more…)

Temmuz 15, 2010

Kanallardaki Sorunlar

Filed under: Kadınlara Özel — Etiketler:, , , , — pics @ 1:38 pm

Tuba nedir?

Kadında rahmin sağında ve solunda yer alan, yaklaşık 15 cm kadar uzunluğu olan iki adet son derece nazik organlarara tubalar diyoruz. Bu organların görevi ilişki sonrasında, spermin geçişini sağlamak, yumurtayı yakalamak, sperm ile yumurtanın sağlıklı döllenmesi için iyi bir ortam oluşturmak ve daha sonra döllenen yumurtayı rahim içine taşımaktır.

Tubalar, bazı nedenlerle görevini yerine getiremezse infertilite (kısırlık) meydana gelir. Kadınlardaki kısırlık ların (infertilite) hemen hemen yarısı tubalarla ilgili sorunlardan kaynaklanmaktadır. Genital enfeksiyonlar, endometriozis, tüberküloz, tubal polipler, enflamasyon ve fibrozis tubada hasar yapar ve tuba fonksiyonunu yapamaz hale gelir.

Tüpler bağlandıktan sonra da tuba görev yapamaz.

Tubadaki sorunların tespiti amacıyla, histerosalpingografi denilen film çekilir ve laparoskopi yapılır. Çiftlerde tüm denemelere rağmen 1 yıl içinde gebelik oluşmamışsa tublig.jpghisterosalpingografi, yani rahim filmi çekilmelidir. Ancakkadının yaşı 35’in üzerindeyse rahim filmi hemen çekilmeli bir yıl beklenmemelidir.

Çekilen filmde tubalar normalse 6 ay gebelik beklenmelidir. 6 ayın sonrasında laparoskopi yapılarak tubalar uzmanlarca incelenmelidir. Ancak çekilen rahim filminde bir patolojik bulgu varsa bir an önce laparoskopi (more…)

Haziran 20, 2010

Ne Zaman Hamile Kalırım ?

Ne Zaman Hamile Kalırım ?

Bayanların büyük bölümü, kulaktan dolma bilgiler nedeniyle, hemen denemelerinin ilk ayında hamile kalacaklarını sanırlar ve kalmayı şiddetle arzu etmektedirler. Bazı çiftlerde hamile kalabilmek için geçen süre bazen 1 yılı dahi bulabilmektedir. Genel kanı altı ayı geçen sürede gebelik oluşmuyor ise çiftlerin birlikte bir uzmana başvurması şeklindedir. Bu konuda yapılan istatistikler şunu göstermektedir;

  • Kadınların yanlızca %20 si ilk ayında gebe kalabilmektedir.
  • Kadınların %35 ‘i ilk dört ayında gebe kalabilmekte.
  • Kadınların %70’i ilk altı ayında gebe kalabilmekte,
  • Kadınların %80’i ilk 9 ayında gebe kalabilmekte,
  • Kadınların %90 ise denemenin ilk 18 ayında hamile kalabilmektedir.

Hamile kalma sürecini etkileyen en önemli faktörlerden biri de tabi ki kadın ve erkeğin (more…)

Haziran 17, 2010

Düşük Problemi

Tekrarlayan Düşük Problemi

Anne adayı bir kez düşük problemi yaşadıktan sonra, tekrar düşük yaşayacağı endişesine kapılır. Her on gebelikten birinde düşük yaşama riski söz konusudur. Bazı birbirini izleyen gebeliklerde tekrar tekrar düşük yaşanarak ümitleri kırabilir. Bu durumda eğer ailede tekrarlayan düşüklerin kalıtımsal bir nedeni bulunamamışsa, yeni bir tedavi seçeneği olarak tüp bebek, preimplantasyon genetik tanı yöntemi size yardımcı olabilecektir. Tekrarlayan düşük, gebeliğin 20. haftasından önce birbirini takip eden, üç veya daha fazla gebelik kaybının olması durumudur. Bu problem girls.gifçiftlerin yüzde 0,5-1’inde görülür.
Düşük sorunu birçok farklı sebepten kaynaklanabilir. Genetik ve hormonal bozukluklarınız, üreme organlarınıza ait yapısal bozukluklar, çevresel faktörler ve bağışıklık sisteminize ait problemler, bu sorunun belli başlı nedenler arasında yer alır.

Uzmanlar; bu nedenlerin problemin görülmesinde değişik oranlarda rol oynadığını belirtiyor. Tekrarlayan düşük probleminiz var ise hem sizin hem de eşinizin kromozom analizinin yapılması gerekir. Son yıllarda elde edilen veriler, tekrarlayan düşükleri olan çiftlerin kendilerinde herhangi bir kromozomal anormallik olmasa bile, oluşturdukları embriyolarda beklenenden daha yüksek oranda genetik anormallikler olduğunu göstermektedir. Yani genetik açıdan sağlıklı bile olsanız, gebeliğinizle birlikte sonuçlanacak olan embriyolar, sıklıkla genetik bozukluklar (more…)

Haziran 15, 2010

Klomen Tedavisi Nedir?

Filed under: Tüp Bebek — Etiketler:, , , , , , , , , — pics @ 2:01 pm

Klomen Tedavisi Nedir?

Klomifen sitrat tedavisi (klomen, gonophene) yumurtalık uyarılması tedavisidir. Kısırlık (infertilite) vakalarında, kadınlardaki yumurtlama problemlerinin giderilmesi için klomifen sitrat kullanılır. Normal bir kadındaki adet döngüsünde, hipotalamustan gonadotropin, yani serbestleştirici hormon salgılanması, hipofizin FSH ile LH salgılamasına yol açar ve bu da follikül gelişmesini ve kadında yumurtlamayı sağlar. Hipotalamustan gonadotropin salgılanmasına bağlı bir sorun nedeniyle yumurtlamanın gerçekleşmediği kadınlarda hipotalamustan GnRH salgılanmasını başlatmak amacıyla klomifen sitrat, yani klomen, gonophene türünde ilaçlar kullanılabilir.

Klomifen sitrat (klomengonophene) tedavisi uygulanan kadınlarda, tedavi öncesinde yumurtlama meydana gelmeyen kadınların yüzde 75’inde yumurtlamayı sağladığı (more…)

Older Posts »

WordPress.com'da Blog Oluşturun.