gebelik doğum hamilelik yumurtlama günü

Haziran 4, 2011

Emzirme

Emzirme

Bebeğinizi emzirdikten sonra da emmeye devam etmek istiyorsa, emme içgüdüsünü tatmin etmek için olabilir. Bebeğin miğde kapasitesinden fazla emmesi de kusmasına neden olur. Bu durum sürekli oluyor ise, bebeğinize emzik vermeniz en doğru hareket olacaktır. Emzikler sanılanın aksine heç bir tıbbi veya psikolojik sorun yaratmazlar. Emzik kullanan bebeklerde anelerin dikkat etmesi gerek en önemli husus, emziğin temizliği ve hijyenidir.

Bebeğinizin kusmasına neden olabilecek ikinci bir husus ise, bebeğin gaz sancılarıdır. Bebeklerde genelde 3-4 aya kadar gaz sancıları ile karşılaşılabiliyor. Emzirirken kısa aralar vererek, bebeğin gazının çıkmasını bekleyip emzirmenize devam edebilirsiniz. Unutmayın, anne sütü bebeğiniz için çok değerlidir.

Mayıs 30, 2011

Tüp bebek tedavisinde Blastosist Transferi

Blastosist tarnsferi, çocuk sahibi olma şansınızı artırırken, bazı olumsuz riskleri de beraberinde getirebilir. Bu yüzden, çocuk sahibi olmak için attığınız her adımın artılarını ve eksilerini bilmelisiniz.

Blastosist ; emriyonel gelişim sürecinde, kadına ait üreme hücresi olan yumurtanın, erkeğe ait üreme hücresi olan sperm ile döllendikten sonraki ortalama 5. gününde,tub-bebek.jpg embriyo plesentayı oluşturan hücrelerin farklılaşıp kenara doğru göç ederek, ortada boşluk oluşturdukları aşamayı ifade eder. Tüp bebek uygulamalarında blastosist trasferi, embriyonun rutin olarak yapılan 3. gün transferlerinden daha ileri bir aşama olan blastosist aşamasına kadar takibinin yapılarak, transfer edilmesini ifade eder de diyebiliriz.

Blastosist Öncesi Aşama

Tüp bebek işleminiz uygulanırken öncelikle sizden toplanan yumurtalar ve eşinizden alınan spermler, genellikle (more…)

Mayıs 20, 2011

Gebelikte Kabızlık ve Kabızlık Tedavisi

Gebelikte Kabızlık ve Kabızlık Tedavisi

Kabızlık (konstipasyon) sindirim sisteminizin en sık rastlanılan sorunudur. Her bireyin hayatının bir döneminde karşılaşabileceği kabızlık sorunu, bir hastalığın belirtise olabileceği gibi, gebelik sürecinizde de gözlenebilir. Uzmanlara göre hamilelerin yarısından fazlasına kabızlık yakınmasına rastlanır. Bu sorunu, gebeliğinizin herhangi bir döneminde yaşamanız çok normaldir.

Kabızlık Nedir ? Kabızlık Tedavisi…

Kabız olduğunuzda, dışkılama sıklığınız azalır. Dışkınız katı, sert, küçük hacimli olur ve beraberinde şişkinlik, gerginlik, rektal dolgunluk ya da dışkıyı tam boşaltamama hissiniz oluşur. Dışkılama sıklığınız normalde günde 3 kez ile haftada 3 kez arasında değişirken, bireysel farklılıklar gösterebilmektedir. Klinik tanımlamada ise, (more…)

Mart 17, 2011

Hamilelik Öncesi Tetkik ve Muayeneler

Hamilelik Öncesi Tetkik ve Muayeneler

Bir birlikteliğin, yaşantısında önemli kararlardan birisi re bebek sahibi olmaya karar vermektir. Eski zamanlarla kıyaslandığında günümüzde, sahibi olup olmamaya karar vermek daha çok kontrolümüzdedir. Eski yıllarda gebelik15.jpgbayanların geneli ileri yaşlarda bebek sahibi olmayı tercih ediyorlar. Bir bayanın en verimli dönemi 20 li yaşlarının ilk yılları dır. 35 yaşından sonra ise doğurganlık özelliği giderek azalmaya başlar.İlk doktor ziyaretini hamile kaldıktan sonra yapmak her zaman yeterli olmayabilir. Sağlıklı bir hamilelik dönemi geçirmek, sağlıklı ve rahat bir doğum yapmak ve sağlıklı bir bebeğe sahip olmak için hamile kalmaya karar verdiğinizde doktorunuzla görüşmeniz önemlidir.Doktorunuz hem sizin hem de dünyaya getirmeyi planladığınız bebeğinizin zarar görmesini engellemek için bazı muayene ve tetkikler yapacak size sağlıklı bir hamilelik dönemi için önerilerde bulunacaktır.

Hamilelik öncesi muayene

Anne olmaya karar verildiğinde ilk yapılması gereken gebeliği takip etmesi istenilen hekim ile temasa geçmek, randevu almak ve muayeneye gitmektir. Gebelik öncesi muayenenin birtakım amaçları vardır. Sağlık durumu ile ilgili amaçların dışında sizin hamileliğinizi takip etmesini ve doğumunuzda eşlik etmesini arzu ettiğiniz hekiminizi tanımanız ve pozitif diyalog kurmanız açısından da bu ilk ziyaret son derece önemlidir. Doktorunuzla kuracağınız diyalog hamilelik takiplerinin önemli bir detayıdır.

Doktorunuz “ben bebek sahibi olmak istiyorum” diye başvurduğunuzda sizin genel sağlık durumunuz ile ilgili ana hatları çıkartmaya çalışacak ve olası problemleri saptayarak bunları tedavi edecektir.

Muayenenin ilk aşaması görüşmedir. Bu görüşmede doktorunuz ilk önce sizi tanımaya çalışacaktır. Yaşınız, mesleğiniz, kaçıncı evliliğiniz olduğu gibi sizin için önemsiz görünebilecek bazı bilgiler doktorunuza önemli ipuçları verebilir. Bunlardan mesleğiniz özellikle önemlidir. Meslek ile ilgili faktörler genel sağlık durumu dışında hamilelikte de zararlı olabilmektedir.

Doktorunuz daha sonra kalp hastalığı, diyabet, karaciğer hastalığı, böbrek hastalığı gibi kronik sistemik hastalığınız olup olmadığını sorgular. Bu hastalıkların varlığı hamileliğin size zarar vermesine neden olabileceği gibi bebeğinizin sağlıklı gelişimine engel olabilmesi açısından da önemlidir. Sistemik hastalıklar gözden geçirildikten sonra sıra daha spesifik olan jinekolojik hastalıklara gelir. Myom, yumurtalık kisti, endometriozis gibi hamileliğe engel olabilecek durumların varlığına yönelik ipuçları aranır ya da daha önceden bu tür durumların varlığı tespit edilmiş ise uygulanan tedaviler ve sonuçları ile ilgili bilgi edinilir. Bazı jinekolojik hastalıklar ve enfeksiyonlar hamile kalmada güçlüğe ya da hamile kalındığında düşüklere neden olabildiğinden jinekolojik öykü son derece önemlidir.

Obstetrik öykü olarak adlandırılan ve daha önceden yaşamış olduğunuz hamilelikler ile bunların sonuçları ile ilgili bilgiler de önemli ipuçları verebilir. Eğer daha önce doğum yaptıysanız bebeklerin doğum haftaları, doğum kiloları, doğum şekli, eylem ve doğum sırasında yaşanan özellikler değerlendirilir. Eğer daha önceden tekrarlayan düşükler, sakat ya da ölü doğumlar varsa doktorunuz yeniden hamile kalmanıza izin vermeden önce bunların nedenlerini araştırmak ve gerekiyorsa tedavi etmek isteyecektir.

Bu ilk görüşmede hem anne hem de baba adayının aile geçmişleri sorgulanır, soylarında genetik geçiş gösteren herhangi bir anomali ya da hastalığın olup olmadığı araştırılır. Bu tür bir problem varlığında doktorunuz gebelik öncesi genetik danışmanlık isteyebilir.

Görüşmenin bir başka amacı da anne-baba adayının yaşam ve beslenme alışkanlıklarının ortaya çıkarılmasıdır. Bu alışkanlıklar hamileliğe ve bebeğe zarar verebileceği için mutlaka sorgulanmalıdır.

Düzenli ya da düzensiz kullanılan ilaçlar hekim ile tartışılmalı, bunların gebeliğe ve bebeğe olan etkileri sorgulanmalıdır. Öte yandan alerji varlığı ve hangi maddelere karşı allerjik olunduğu da önemlidir.

Muayene

Öykü alındıktan ve kişinin genel sağlık durumu ile ilgili detaylı bilgi edinildikten sonra sıra muayeneye gelir. Bu jinekolojik muayenede standart muayeneden farklı bir işlem yapılmaz.

Muayenede vajinal ve pelvik enfeksiyonlar araştırılır. Transvajinal ultrasonografi ile rahim ve yumurtalıkların durumu değerlendirilir. Myom, kist, endometrioma varlığı araştırılır.

Eğer daha önceden yapılmadıysa ya da yapılmış olsa bile üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçmiş ise mutlaka smear testi yapılmalıdır.

Muayenenin son aşaması boy,kilo ve tansiyon tespitinin yapılmasıdır.

Laboratuar incelemeleri

Öykü ve muayeneden sonra sıra bunlarla saptanamayan faktörlerin incelenmesi gerekir. Bu inceleme laboratuar yardımıyla yapılır. Bilinenin herhangi bir hastalığı olmayan kişilerde rutin testler istenir. Rutin testler şunlardır:

  • Tam kan sayımı
  • Tam idrar tetkiki
  • Anne ve babanın kan grupları
  • Toksoplazma ile ilgili testler
  • Rubella (kızamıkçık) ile ilgili testler
  • Hepatit B ile ilgili testler
  • Açlık kan şekeri (AK?) bakılması son zamanlarda önerilmemektedir çünkü AK? sadece var olan aşikar diyabeti gösterir. Bunun yerine 50 gram glukoz ile yapılan tarama testi daha önemli bilgiler verebilir.

Bunlar dışında belirli bir yakınma ya da bulgu varsa buna yönelik incelemeler yapılır. Örneğin adet düzensizliği varlığında tiroit ve prolaktin hormonları da dahil olmamak üzere detaylı hormon incelemesi gerekli olabilir. Jinekolojik hastalık dışında bir patoloji saptandığında doktorunuz ilgili branştan konsültasyon isteyecektir.

Öneriler

Tüm incelemeler yapıldıktan ve hamile kalmaya engel bir durum olmadığı gösterildikten ya da var olan patolojiler tedavi edildikten sonra sıra önerilere gelir.

Yapılan tetkiklerde rubella’ya karşı bağışık olmadığınız saptanırsa aşı olmanız gerekir. Ancak bu aşı canlı virüslerden yapıldığı için aşı sonrası 3 ay süreyle hamile kalmamanız ve bu sürenin sonunda bağışıklık gelişip gelişmediğini kontrol ettirmeniz gereklidir.

Eğer diyabet (şeker hastalığı) saptanmış ise kan şeker düzeyinizin mutlaka normal düzeyde tutulması gerekir Yapılan araştırmalar kan şekeri yüksekliğinin hamilelik üzerinde olan olumsuz etkilerinin döllenme olmadan çok daha önce başladığını ortaya koymuştur.

Gebelik ve anne olma heyecanı sağlıklı bir yaşam için mükemmel bir motivasyon aracıdır. Bu kararı veren pek çok kadın alışkanlıklarını kendi isteği ile değiştirmekte, pek çoğunun eşi de ona destek olmak maksadıyla ona uymaktadır. Sonuç daha sağlıklı bireyler ve aile olarak karşımıza çıkmaktadır.

Sigara: Sigarayı bırakmak için anne olmayı istemekten daha iyi bir sebep olamaz. Sigara kadında yumurta, erkekte sperm sayı ve kalitesini azalttığından gebe kalmada güçlüğe neden olabilir. Sigara içen gebelerin bebekleri düşük doğum ağırlıklı olabilmekte, bu kadınlarda düşük ya da erken doğum daha sık görülmektedir. Yeni yayınlanan bir çalışmada gebelikleri boyunca sigara kullanan kadınlardan doğan erkek çocukların ileriki yaşamlarında suç ve şiddete olan eğilimlerinin artmış olarak bulunması ilginçtir.

Alkol: Benzer şekilde alkol de gebe kalma şansını bir miktar azaltır. Anne karnında alkole maruz kalan bebeklerde uzun dönemde zeka gerilikleri, öğrenme bozuklukları, davranış bozuklukları görülebilir. Yine yapılan bir çalışmada haftada 1-5 kez alkol kullanan kadınların hiç kullanmayanlara göre daha zor gebe kaldıkları saptanmıştır. Alkol erkekte de sperm sayısı ve kalitesini azaltır.

Stres: İsrail’de yapılan bir araştırmada infertilite tedavisi gören kadınlarda stres gidermek maksadı ile meditasyon yapanlarda gebeliklerin daha kolay elde edildiği sonucuna varılmıştır. En sağlıklı ve kolay stres giderici egzersizdir.

Beslenme: Gebelikte olduğu gibi gebe kalmaya karar verildiğinde de beslenme son derece önemlidir. Suni tatlandırıcılar, kafein gibi pek çok maddenin kullanımı azaltılmalıdır. Kilo fazlalığı varsa bunları vermek için en iyi dönem gebelik öncesidir. Çünkü gebelikte diyet önerilmez. Yaygın kanının aksine beslenme bozukluğu olmayan kişilerde hamile kalmadan önce vitamin takviyesi gerekmez. Bu durumun istisnası folik asittir.

Hamile kalmadan önce B grubu vitaminlerden biri olan folik asit takviyesi faydalı olmaktadır. Günde alınan 400-800 mikrogram folik asit bebekteki merkezi sinir sistemi anomalilerini %50’ye yakın oranda azaltır. Buna karşın folik asidin düşük olasılığını da arttırdığına dair az sayıda araştırma da mevcuttur. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi üreme çağındaki her kadının her gün folik asit almasını önermektedir.

Önemli noktalar

Gebe kalınıp kalınamayacağı önceden bilinemez.Hiçbir hekim ya da kişi, hiçbir kimseye çocuğun olur ya da olmaz diye garanti veremez. Tabii ki bunun istisnaları vardır. Rahmi ya da testisleri olmayan bireylerden oluşan çiftlerde doğal olarak gebelik olmaz. Ancak anatomik olarak hiçbir problem olmasa bile %15 vakada açıklanamayan kısırlık olduğu unutulmamalıdır.

Gebe kalmaya karar verildiğinde doğal olarak ilk yapılacak şey korunmayı bırakmaktır. Uygulanan yönteme bağlı olarak üreme yeteneğinin geri dönmesi 0-3 ay kadar sürebilir.

Gebe kalmak için en uygun dönem 28 günde bir adet gören kadında kanamanın başlangıcından itibaren 12-15. günlerdir.

Gebe kalma şansını arttırmak için düzenli bir cinsel yaşam ve haftada en az 3 ilişki faydalı olur. Bu şekildeki çiftlerin %75’i 6 ay içinde gebelik elde eder.

Çiftlerin %15 inde 1 yılın sonunda gebelik olmaz. Bu çiftlerin infertilite araştırılması açısından hekime müracaatı gerekir.

Mart 13, 2011

Polikistik Over

Polikistik over sendromu, kadınlarda en sık görünen hormon bozukluğudur. Kadınların yaklaşık yüzde 6’sınında görülmektedir. Polikistik over sendromu tanısı almış olan kadınlarda düzensiz adet görme veya adet görememe, kısırlık ve kıllanma gibi problemler görülebilmektedir. Polikistik over sendromu, uzun dönemde bir takım sağlık problemlerine neden olabileceği bilinmelidir.

Polikistik over belirtileri nelerdir?
Düzensiz adet görme, gebe kalamama ve başlıca yüzde (çene altı ,dudak üstü), göğüs ortasında ve karın alt bölgesi ile iç bacaklarda olmak üzere kıllanma; polikistik over sendromu tanısı almış olan kadınların belli başlı belirtilerini oluşturmaktadır. Deride de yağlanma ve sivilcelenme olabilir. Daha ileri dönemdeki polikistik over sendromlu hastalarda saçlarda dökülme, sesde kalınlaşma ve kaslanma görülebilmektedir. Ancak belirtiler de kişiden kişiye farklılık gösterebiliyor. Yani her polikistik over hastasında adet düzensizliği ya da kıllanma görünmeyebilmektedir.

Polikistik over sendromu (PCOS) olan kadınlarda insulin hormonu ya çok fazla miktarda üretilir ya da ürettikleri insulin hormonu, çalışması gerektiği gibi çalışmamaktadır. Bu da polikistik over sendromlu kadınların neden kilo almaya bu kadar eğilimli olduklarını veya kilo vermekte zorlandıklarını açıklamaktadır. Ayrıca diabet, hipertansiyon ve kalp hastalıklarının görülme riski de fazladır.

Polikistik Over Nedenleri nedir?
Polikistik over Sendromunda, genetik; nedenler arasında ön plana çıkmaktadır. Normal olarak her ay yumurtalıklarda birkaç yüz yumurta birbirleri ile yarışa girer ve gelişen yumurta olmak için büyümeye başlarlar. Ancak bunlardan en güçlüsü büyür ve diğer yumurtaların büyümesini engeller, dolayısıyla her ay bir yumurta gelişir ve diğerlerini imha eder. Polikistik over sendromunda ise bütün yumurtalar bir anda gelişmeye başlar ve hiçbiri tam gelişme düzeyine gelişemez ve orta boyda takılı kalırlar. Yumurtalığın içinde kalan bu yumurta kesecikleri aynı zamanda erkeklik hormonu da salgılandığı için polikistik over sendromunun belirtileri gözlenir.

Polikistik Over tanısı nasıl konuyor?
Bir kadında, düzensiz adet görme ve belirli bölgelerinde kıllanma varsa polikistik over sendromu tanısı kolaylıkla konabiliyor. Hastalığın tanısı, hikaye, fizik muayene ve laboratuar sonuçlarına dayalı olarak konulur. Doktorunuz size, adet düzeniniz, kıllanma olup olmadığı ve sağlık durumunuz hakkında bir takım sorular soracaktır. Fizik muayene sırasında, androjen fazlalığına ait bulgular gözden geçirilip, kan basıncınız ölçülür. Doktorunuz ayrıca bel kalınlığı, kalça genişliği, boy ve kilonuzu ölçer. Polikistik over sendromlu hastalarda , sıklıkla yumurtalıklarda küçük kistler inci kolyesi gibi bir görüntüye neden olur.
Doktorunuz ultrason muayenesi yaparak bu görüntünün olup olmadığını gözden geçirir. Ama ultrasonda polikistik görünümün görüntülenmesi şart değildir. Normal kadınların %10 unda da aynı şekilde yumurtalıklar ultrasonda polikistik görüntü verebilir. Biyokimyasal olarak da kanda hormon düzeyleri ve diabete ait bulgulara bakılır. Ancak bu testlerin yapılması da şart değildir.

Eğer bir kadın, adet düzensizliği ve aşırı kıllanma ile geliyorsa aksi kanıtlanmadığı sürece bu durum polikistik over sendromudur.

Polikistik Over Tedavisi?
Polikistik over Sendromunu, genetik nedenli bir hastalık olmasından dolayı tedavi etmek imkansızdır ancak var olan sorunlara çözüm bulunuyor. Endometriyum kanseri, kalp hastalığı ve diabeti önlemek için bu hastaların uzun süreli tedavileri gereklidir.
Düzenli egzersiz yapmak vucudun insulin kullanımını iyileştirilir, polikistik over sendromunun belirtilerini düzeltir. Günlük en az 30 dakika egzersiz yapmak, bir çok semptomun düzelmesini sağlar.
Bir çok hastada kilo vermek insulin seviyelerini düşürerek ovulasyonun tekrar başlaması için yeterli olabilmektedir. Ayrıca düzenli egzersiz yapmak kıllanma artışını da yavaşlatır.

Tedavi şekli gebe kalmayı düşünüp düşünmemenize bağlı olarak değişiklik gösterir. Eğer gebe kalmayı planlamıyor iseniz , gebelik planlayıncaya kadar, doktorunuz düzenli adet görmeniz veya kıllanma için doğum kontrol hapları ve başka bazı ilaçlar önerebilir. Tedaviden sonuç almanız birkaç ayı bulabilir. Bu ilaçlar hali hazırda olan kıllanmayı yok etmez. Bunların artmasını önler. İstenmeyen tüyleri lazer, epilasyon gibi yöntemler ile giderebilirsiniz. Eğer gebe kalmayı düşünüyor iseniz yumurtlamayı sağlayacak birtakım ilaçlar önerilir. Polikistik over sendromu tanısı olan bazı kadınlara insulin düzeyini düşürecek ilaçlar verilebilir.
Unutulmaması gereken esas nokta, polikistik over sendromunun uzun dönemdeki etkilerini önlemek için diyet, egzersiz çok önemlidir. Gelecekte rahim ve yumurtalık kanseri açısından düzenli doktor muayenelerinin yapılması ihmal edilmemelidir.

Adet Öncesi Gerginlik Sendromu

Premenstruel sendrom veya PMS adetten 2 hafta önceden baslayan fiziksel ve ruhsal semptomların hepsine birden verilen genel addır. Bu semptomlar genellikle adetin http://www.hamilemiyim.net/ baslaması ile birlikte geçmeye baslar ve adetin bitmesiyle son bulur. Yaklasık kadıinlarin hepsi premenstruel semptomlardan birkaçını birden yasamaktadır. Her kadında semptomlar farklı farklıdır. Fakat en sık görülenler sunlardır:

  • Duygusal dalgalanmalar
  • Kendini depresif hissetme, huzursuzluk veya sinirlilik
  • Mutsuzluk, endiseli olma durumu
  • Yorgunluk veya uyku kalitesinde bozulma
  • Basagrıları
  • İstah degisiklikleri ve as erme
  • Sakarlık
  • Su tutulumu ve siskinlik hissi
  • Saç ve ciltte degisiklikler
  • Agrılı ve hassas memeler

Kadınların çogunda semptomların hepsi birden bulunmaz, sadece bazıları mevcuttur. Bazen bu semptomlar her ay aynıdır bazı aylarda degisebilir. PMS kadınların 5-10% ‘unun günlük yasamlarını kötü yönde etkilemektedir. PMS genellikle menopozdan sonra geçer.

PMS’nin nedenleri nelerdir?
PMS’nin nedeni tam olarak bilinmiyor. Ancak bir veya birkaç faktöre baglı olabilir:
Hormon düzeylerindeki degisimler:
Östrojen ve progesterone düzeyleri bir menstrual siklus ( adetinizin ilk gününden bir sonraki adet baslangicina kadar geçen süre) boyunca dogal olarak degismektedir. PMS semptomlari bu hormonlarin dönemsel dalgalanmalariyla iliskili olabilir. Dogum kontrol hapi kullanan kadinlar PMS’den daha az etkilenmektedir.

Kilo ve egzersiz
Arastirmalar, obez- vücut kitleindeksi (BMI) >30 – ve egzersiz yapmayan kadinlarda daha sik PMS’e rastlandigini göstermektedir. Tuz orani fazla yiyeceklerin (cips, konserve gida ve fast food) , alkolun, kafeinli içeceklerin ruh durumu ve enerji düzeylerinde degisiklikler yaptigi gösterilmistir.

Stress
Bazi kadinlar stresli olduklari zaman PMS’nin daha çok kötülestigini tespit etmislerdir.

PMS olup olmadigimi nasil anlarim?
PMS için özel bir test yoktur. Eger her ay bu semptomlari yasiyor iseniz ve bunlarla bas etmek size zor geliyor ise mutlaka bir kadin dogum uzmanina basvurun. Doktorunuz veya hemsire size bir günlük tutmanizi isteyecek ve bu semptomlari izlemek için bir çizelge verecektir. Daha sonra doktorunuz bu çizelgeye bakip PMS’ye uyup uymadiginizi gözden geçirecektir.

Tedavi seçeneklerim nelerdir?
Semptomlariniz ile bas etmenin çok çesitli yollari vardir. Doktorunuz size bu seçenekler hakkinda ayrintili bilgi verir. Hangi yöntemi seçerseniz seçin semptomlariniz için en az 2-3 ay çizelge tutmaya devam etmeniz önerilecektir. Bu sayede tedavinin ise yarayip yaramadigini göreceksiniz.

  • Yasam seklini degistirin
  • Daha çok egzersiz yapin
  • Dengeli ve saglikli beslenin – seker, tuz, alkol ve kafeini azaltin, daha çok sebze ve meyve yiyin. Tam kepekli bugday ekmegi,tam tahilli kahvalti gevregi,kahverengi pirinç, kepekli spagetti, findik, ceviz ve çekirdek yiyin. Yagsiz et, tavuk ve balik yemeye çalisin.
  • Stresi azaltmak için yöntemler bulun.
  • Güvendiginiz biriyle konusun.

Psikolojik destek ve tedavi
Ilaç tedavisi ,Antidepresan, Dogum kontrol Hapi, Danazol
GnRH (gonadotrophin-releasing hormon) analoglari: sadece çok siddetli PMS ve diger tedavi seçeneklerinin ise yaramadigi durumlarda kullanilmalidir. Bu ilaçlar geçici menopoza sokarak yumurtlamanizi ve adet olmanizi engeller .

Destekleyici tedavi
BAzi destekleyici tedaviler bir veya iki semptomun düzelmesine yardimci olabilir. Kalsiyum, vitamin-D, magnezyum veya agnus castus( hayit meyvesi) yardimci olabilir. Evening primrose yagi ( çuha çiçegi yagi) memede hassasiyeti azaltabilir.Bazi kadinlar B6 vitamininnden yarar gördügünü söylemektedir.

Cerrahi
Yumurtaliklarinve rahmin alinmasi snucu menopoza girilir ve PMS semptomlari geçer. Bu majör bir ameliyattir. Doktorunuz ancak çok siddetli sikayetleriniz var ve hiçbir tedaviden yarar göremediginiz bir durumda bunu size önerebilir.

Ocak 25, 2011

LOĞUSALIK HURAFELERİ

LOĞUSALIK HURAFELERİ

İnsanlık binlerce yıldır cevabını bulamadığı sorulara kendince çözüm üretmiş, doğru bildiği yanlışlarla günümüze değin yaşamını sürdürmüş, doğru bilinen yanlışlara en çok maruz kalan kesim ise kadınlar olmuştur. Bilinen en eski inanışlarda bile kadın suçlu pozisyonundadır. Oysaki bedeniyle doğanın döngüsüne katkıda bulunan dişigirls.gif varlığın en çok kollanması, korunması gereken dönemi loğusalıktır.
Peki, “Kırklı kadının mezarı 40 gün açık kalır.” sözünün korkunçluğuna ne demeli? Halk arasında kadının başına her şey gelebilir, hatta ölebilir demek için bu kadar açık olmak neden? Yazının girişinde de değinmiştik; soyun devamını sağlayan kadın aynı zamanda  günahın da sembolüdür.

Şimdi gelelim Anadolu’da loğusa, lohsa, emzikli, loğsa, nevse, kırklı gibi adlarla anılan, yeni doğum yapmış ve henüz yataktan kalkmamış kadınlar için çıkarılan ve hâlâ günümüzde büyük bir kesim tarafından inanılan hurafelere.

Bilimsel veriler ışığında hurafeler

Sosyobilimciler hurafelerin çıkış nedeninin yalnız başına sosyolojik etmenli olmadığını söyler. Çünkü hurafelerin, yaşanmışlıkların toplamıyla ilişkisi vardır. Mesela, “Kırklı kadının mezarı 40 gün kapanmaz.” hurafesinin altında yatan tıbbi neden; yakın zamana kadar süregelen bilgi eksikliği ve olanaksızlıklar nedeniyle kadının doğumda kan pıhtılaşmasından, enfeksiyondan, kanamadan dolayı ölüm riski (more…)

Ocak 8, 2011

Gebelikte Deodorant ve parfüm kullanımına dikkat!

Deodorant ve parfüm kullanımına dikkat!

Hamileliğiniz süresince vücudunuzda bağışıklık, hormon ve damar sisteminizi etkileyen önemli, bir takım olaylar meydana gelir. Bu değişiklikler, derinizde patolojik ve fizyolojik girls.gif bazı süreçleri başlatabilir.

Deri Hastalıkları Uzmanarı: “Deri renginizde koyulaşma (Pigmentasyon artışı), saç volümünüzde artış, vücudunuzda özellikle karın ve kalçanızda çatlak (Stria) oluşumu, artmış östrojen düzeylerinize bağlı olarak bacaklarınızda meydana gelen varisler ya da ödem, ellerinizde oluşan kızarıklıklar da hamileliğinizde başınıza gelmesi muhtemel olan durumlardandır.” diyorlar.
Ekrin ve apokrin ter bezlerinizde de, hamilelik sürecinde fonksiyon artışı gözlenir. Ekrin ter bezleriniz, vücudunuzda yaygındır, apokrin ter bezleriniz daha çok koltukaltı, ense, göğüs ve pubis bölgenizde yer alır. Normalde vücut metre karesi başına, dakikada 1 mili litre ter salgılarken, hamileliğinizde bu miktar 40 katına kadar çıkabilmektedir. Hamileliğinizin 8. haftasından itibaren bu durumu yaşamaya başlarsınız ve sonuç olarak da miliarya (more…)

Aralık 3, 2010

Çocuklarda Uyku Apnesi

Çocuklarda Uyku Apnesi

Çoğunlukla orta yaşı geçmiş erkeklerin hastalığı olarak bilinen uyku apnesi (uykuda solunum kesilmesi) çocuklarda da görülebiliyor. Bu nedenle anne-babaların çocuklarının uyku düzenlerini takip etmeleri gerekiyor.

Uyku Apnesi Nedir ve Kimlerde Görülür ?gebe7.jpg

Gece uykusu esnasında solunumun durması olarak tanımlanabilen uyku apnesi yetişkinler kadar çocukları da tehdit eden bir hastalıktır. Üstelik çocuklarda tespit edilmesi daha güçtür. Okul öncesi çocuklarında bile apne sorunu görülebiliyor.

Uyku Apnesi Belirtileri

Şiddetli horlama belirtisi ile ortaya çıkan uyku apnesi, yetişkinlerde hastanın kendisi tarafından değil, yakınındaki biri, genellikle de eşleri tarafından fark edilir. Tek başına ya da konuyu anlayamayacak olan kardeşleri ile uyuyan çocuklarda ise apnenin neden olduğu horlama hiç fark edilmeyebilir. Ayrıca çocuklarda horlamanın uzunluğu ve şiddeti yetişkinlerdeki kadar fazla (more…)

Kasım 28, 2010

Omega 3 ve Gebelik

Omega 3 ve Gebelik

Tüm kadınlar gebelik süresince beslenmenin öneminin farkındadır. Sağlıklı bir gebelik için püf nokatalarından biri de düzenli şekilde beslenmektir. Ancak önemli olan bol miktarda yemek değil kaliteli ve dengeli beslenmekdir. Yani gebelik sırasında gereksinim duyulan tüm vitaminleri yeterli ve uygun miktarlarda almaktır. Karnınızda ki bebeğinizin hem fiziksel hem de zihinsel gelişimi için gerek duyduğu besinlerden biri de Omega 3 adı verilen yağ asitleridir.

Omega 3 nedir ?

Omega 3, biyokimyada çok zincirli doymamış yağ asitleri olarak adlandırılan temel yapıtaşlarıdır. Öncelikle balık olmakpregnacy.jpg üzere birtakım besin maddelerinde fazla miktarda bulunurlar. Bunlar aynı zamanda esansiyel besin maddeleri sınıfındadırlar. Yani vücudumuzda üretilmedikleri için, buna karşın fiziksel ve zihinsel gelişim için vücudun ihtiyacı vardır. Bu nedenle dışarıdan besinler yolu ile alınmaları şarttır. http://www.hamilemiyim.net

Omega 3’lerin Çeşitleri Nelerdir ?

Omega 3 belirli bir grup yağ asidine verilen genel bir isimdir. 3 tip omega 3 yağ asidi bulunmaktadır. Bu 3 değişik türün de vücutta değişik görevlerde (more…)

Older Posts »

WordPress.com'da Blog Oluşturun.